- kovmak
- изгоня́ть
отгоня́ть
* * *1) -i гнать; гру́бо удаля́ть2) -i, -den выгоня́ть; изгоня́ть (откуда)
işinden kovmak — вы́гнать с рабо́ты
okuldan kovmak — прогна́ть / исключи́ть из шко́лы
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
işinden kovmak — вы́гнать с рабо́ты
okuldan kovmak — прогна́ть / исключи́ть из шко́лы
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
kovmak — i, ar 1) Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi. M. Ş. Esendal 2) Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak 3) İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak 4) Varlığına … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağdan gelip bağdakini kovmak — sonradan geldiği bir yerde, kendinden önce gelen kişinin yerini almaya çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koğalama — kovmak … Beypazari ağzindan sözcükler
şutlamak — Kovmak, kapı dışarı etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bohçasını koltuğuna vermek — kovmak, işine son vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı dışarı etmek — kovmak, dışarı atmak Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok. M. İzgü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapıyı göstermek — kovmak, uzaklaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
DURİT — Kovmak, def etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TARDETMEK — Kovmak, def etmek, uzaklaştırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aforozlamak — i Aforoz etmek, kovmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük